İngiltere’de dijital ve kültürel alanlarla medya sektöründeki gelişmeleri takip eden denetçi kamu kuruluşu olan Veri Koruma Birimi (ICO), “Teknolojinin Geleceği: Nöroteknoloji” başlığıyla, beyin ve sinir sisteminden elde edilen veriler olan “nöroveriler” hakkındaki ilk raporunu yayınladı. ICO’nun araştırması şirketlerin gelecekte çalışanları izlemek veya işe almak için beyin izleme teknolojisini kullanabileceğini ortaya koydu.
BBC’den Chris Vallance’ın haberine göre, ICO’nun nöroteknolojinin gelecekteki bir dizi varsayımsal kullanım alanını ele alan araştırması, nöroteknolojinin doğru şekilde geliştirilmemesi ve kullanılmaması halinde ayrımcılık tehlikesi olduğunu da gösterdi.
BEYİN-BİLİGİSAYAR ARAYÜZÜNÜN İNSANLARDA DENENMESİ İÇİN İZİN ALINDI
Elon Musk’ın kurduğu Neuralink gibi şirketler bilgisayarların insan beynine bağlanmasını sağlayacak yeni yollar keşfedince, raporda bu konular ele alındı. ICO’dan Stephen Almond, “Baktığımız tüm göstergelere dayanarak, hem yatırımlarda hem de bu alanda geliştirilen patentlerde oldukça hızlı bir büyüme görüyoruz” dedi. ICO, sıkı düzenlemelerin olduğu sağlık sektöründe nöroteknolojinin zaten kullanıldığını da ifade etti.
Bundan 12 yıl önce bir bisiklet kazasında felç olan Gert-Jan Oskam’ın beynine yerleştirilen elektronik implantlar yeniden yürümesini sağlamıştı. Bu teknolojiye ticari ilgi de bu süreçte giderek artıyor. Neuralink, implant edilebilir beyin-bilgisayar arayüzünün insanlar üzerinde denenmesi için izin aldı ve ticari bir ürün geliştirmekten henüz çok uzak olmasına rağmen şirketin değerinin şu anda 5 milyar dolar olduğu bildiriliyor.
Yapay zeka da yeni olasılıkların önünü açıyor, araştırma projeleri artık sadece beyin taramalarına dayanarak cümle ve kelime deşifreleri yapabiliyor. Bu durum, bilinci yerinde olan ama hareket edemeyen veya konuşamayan felçli hastalara yardımcı olabilir.
BEYİN İZLEME CİHAZLARI ÇEŞİTLİ ÖLÇÜMLER İÇİN KULLANILABİLİR
Ancak rapor, nöroverinin ortaya çıkardığı sorunları keşfetmek için varsayımsal örnekler olarak kullandığı, gelecekte ortaya çıkabilecek teknolojilere odaklanıyor. ICO, 4-5 yıl içinde ‘çalışan takibi genişledikçe, iş yerinin güvenlik, üretkenlik ve işe alım için rutin olarak nöroteknoloji kullanabileceğini’ öne sürdü. Buna göre, kasklar veya güvenlik ekipmanları, yüksek riskli ortamlarda bir çalışanın dikkatini ve odaklanmasını ölçebilir.
Almond, patronların da bunu kişilerin iş yerindeki strese nasıl tepki verdiklerini değerlendirmek için kullanabileceklerini belirtti. Uzun vadede eğitimde giyilebilir beyin izleme cihazları öğrencilerin konsantrasyon ve stres seviyelerini ölçmek için kullanılabilir.
NÖROPLAZMA KONTROLLÜ ARAŞTIRMA ORTAMLARINDA KULLANILIYOR
“Nöropazarlama”, tüketicilerin ürünlere verdikleri tepkilerin beyin aktivitesini ölçen tıbbi cihazlar kullanılarak değerlendirilmesine dayanıyor ve bu teknoloji halihazırda küçük, kontrollü araştırma ortamlarında sınırlı olarak kullanılıyor; ancak yararları konusunda önemli tartışmalar var. ICO, gelecekte ‘tepkileri okuyabilen invazif olmayan cihazların tüketici tercihlerini uyarlamak için evde kullanılabileceğini’ belirtti.
Rapor ayrıca gelecekte nöroteknoloji destekli kulaklıkların, hedefli reklamlar için kullanılan verileri toplayabileceğini hayal ediyor. Rapor oyun ve eğlence sektörlerinde de büyüme öngörüyor; bazı oyunlar ve ‘insansız hava araçları’ halihazırda beyin okumaları yapan cihazlar tarafından kontrol ediliyor. Ancak ICO, dikkatli bir şekilde geliştirilmediği takdirde teknolojinin ayrımcılığa neden olabileceğinden endişe ediyor.
‘YANLIŞ CEVAPLAR VEREBİLİR, ÖNYARGILI OLABİLİR’
Almond, teknolojinin belirli grupları analiz ederken yanlış cevaplar verebileceğini, önyargılı olabileceğini söyledi. Ancak, patronların bunu ‘nöroljik olarak normalden sapma gösteren özelliklere sahip belirli tiplere’ karşı ayrımcılık yapmak için kullanma riski de var. Buna göre, kişinin kendisinin bile farkında olmadığı bazı özellikleri ortaya çıkabilir.
Ayrıca rıza ile ilgili önemli sorular da gündeme getiriliyor. Rapora göre nöro-veriler bilinçaltında üretiliyor ve insanların ifşa edilen belirli bilgiler üzerinde doğrudan bir kontrolü yok. “Teknolojinin hakkınızda neleri açığa çıkaracağını bilmiyorsanız, hakkınızdaki bu kişisel verilerin işlenmesine önceden gerçekten rıza gösterebilir misiniz?” diye soran Almond, “Çünkü bir kez açığa çıktığında, üzerinde nispeten daha az kontrol sahibi olursunuz” dedi. (BBC Türkçe)