Son yıllarda internet ortamına taşınan antika müzayedeleri sayesinde birçok kişi antikaya ilgi duymaya başladı ya da piyasayı takip eder hale geldi. Özellikle sosyal medya platformlarından yapılan satışlar, Türkiye’deki birçok müzayede evinin en büyük pazarı haline gelirken dünyanın önde gelen sanat eseri ve antika sigorta şirketi Hiscox’a göre bu durum dünyada da aynı.
Hiscox’un verilerine göre 2013’te 1,5 milyar dolar olan internet üzerinden antika, sanat eseri ve koleksiyon ürünü satışı 2019’a gelindiğinde 4,8 milyar dolara ulaştı.
İngiltere’nin en büyük müzayede evlerinden Christie’s, Sotheby’s ve Phillips’in internetten satışları ise 2020’de bir önceki yıla göre yüzde 436 artarak 370 milyon doları buldu.
Bu ortamda İstanbul’daki Çukurcuma Müzayede Evi’nin sahibi Kartal Cihad Gültekin de hem internet üzerinden satışlar yapıyor hem de satın aldığı antikaları işlettikleri kafe ve restoranda sergiliyor.
İngiltere’deki antika pazarlarında “antika avcılığı” yapan Gültekin, antikadan para kazanmanın inceliklerini, antika eserlerin özelliklerini ve Türk antika meraklıları için İngiltere’deki antika piyasasının durumunu, dünyanın en meşhur antika sokak pazarlarından Portobello Road Market’te AA muhabirine anlattı.
İNGİLTERE’DE FİLTREDEN GEÇMİŞ KALİTELİ ESERLER BULUNUYOR
Portobello Road Market, geçmişi 150 yıl kadar geriye gitse de dünyanın en tanınmış antika sokak pazarlarından biri olarak ön plana çıkıyor. Londra’nın Notting Hill bölgesindeki Portobello caddesinde kurulan antika pazarında birçok ülkeden antikacı elindeki ürünleri tezgahlarda satarken caddedeki dükkan ve pasajlarda da çok sayıda antikacı bulunuyor.
Gültekin, yılın belirli zamanlarında İngiltere’de kurulan 12 ayrı antika pazarı ve fuarlarıyla birlikte Portobello’yu da ziyaret ediyor.
“Aradığım tek bir şey yok, bir şeyleri ararken kesinlikle kendimi limitlemiyorum.” diyen Gültekin, Portobello antikacılarının iç mimarlara ve koleksiyonerlere hitap ettiğini söyledi.
Genel olarak gümüş ve porselen ağırlıklı antikaların bulunduğu Portobello Road Market’te İslami eserlerin satıldığı mağazaların bulunduğunu da aktaran Gültekin’e göre İngiltere’nin antika çeşitliliği çok geniş. Tek bir ülkede bu kadar çeşit ve yüksek kaliteyi yakalamanın zor olduğunu kaydeden Gültekin, “Burada filtreden geçmiş kaliteli eser oluyor.” diye konuştu.
Portobello’da Gültekin’in radarına en çok takılan eserler arasında midye kabuğu tasarımlı gümüş bisküvi ya da kek kutuları, mum söndürme makasları ve tekstil ürünleri bulunuyor.
ŞAİR BETJEMAN’IN BATAN MOBİLYACISININ MALLARI RAĞBET GÖRÜYOR
Gültekin’e göre antika işinde eserlerin tarihi ve durumu kadar hikayesi de önemli. Hikayesinin fiyatını artırdığı antika eserlerin başında da Birinci Dünya Savaşı sırasında “Anti-Alman” çevrelerin tepkisini çekmemek için soyadından bir harf atan şair Sir John Betjeman’ın aile şirketinin mobilyaları geliyor.
Yaklaşık 100 yıl önce kapanan “George Betjemann and Sons” mobilya şirketinin ürünlerinin, hikayesi nedeniyle bugün çok rağbet gördüğünü söyleyen Gültekin, şirketin hikayesini şu sözlerle anlattı:
“İngiliz şair Sir John Betjeman’ın ailesi İngiltere’nin en büyük mobilyacılarından birisi. Kişiye özel, terzi usulü mobilyalar yapıyorlardı. Ancak Sir Betjeman, ‘Şair olacağım’ diyor. Babası (Ernest Edward Betjemann) ise tek oğlunun işlerin başına geçmesini istiyor. Betjeman, ben ‘Şiir ve edebiyatla uğraşacağım’ deyip bırakıyor ve yılların şirketi kapanıyor. Betjeman, Kraliçe tarafından ‘Sir’ unvanına layık görülen bir şair oluyor ama mobilya şirketi bitiyor. O mobilya şirketinin yaptığı eserler ise hikayesinden dolayı bugün fazlasıyla rağbet görüyor. Neden? Kalitesi, üzerinde yapan kişinin imzası olması ve kesinlikle hikayesinden dolayı. Sir Betjeman ‘Şair olacağım” demeseydi o eşyalar hiçbir zaman bu fiyata satılamayacaktı.”
“MOBİLYACIDAN ALINAN GÜMÜŞTEN KAR ETME İHTİMALİ DAHA YÜKSEK”
Gültekin, antika işiyle uğraşmak isteyenlere tavsiyelerde de bulundu. Türk antikacı ve koleksiyonerlerin İngiltere’de aktif şekilde bulunduğunu ve bu nedenle Osmanlı’ya ait eserleri bulma ihtimalinin düşük olduğunu söyleyen Gültekin, Osmanlı eserlerinin internet üzerinden yapılan müzayedelerde yer alabileceğini kaydetti.
İngiltere’deki antika piyasasında sahte eser satışının da düşük ihtimal olduğunu dile getiren Gültekin, kalitenin yüksek olduğunu belirterek, “Fransız antikacılar ellerindeki eserleri gelip buradaki fuarlarda satıyor. İngiltere’deki bir antikacıyı Fransa’daki ya da İtalya’daki bir fuarda görmeniz çok düşük bir ihtimaldir ama burada gittiğim fuarlarda birçok İtalyan antikacı eserlerini burada satabiliyor çünkü alım hacmi çok büyük bir pazar.” dedi.
“İLK GÖRDÜĞÜNÜZ ESERİ ALMAMANIZI TAVSİYE EDERİM”
Gültekin, dünyanın farklı ülkelerinden alım gücü yüksek koleksiyonerlerin de İngiliz pazarına ilgi gösterdiğini belirtti.
Aynı zamanda “Gizli Hazineler: Antikalardan Kar Etme Rehberi” isimli kitabın da yazarı olan Gültekin’e göre araştırma yönü kuvvetli olanların antika sektöründe başarı şansı çok yüksek. Bir eserin özelliklerinin, tarihinin, yapan veya yaptıranların araştırılması gerektiğine işaret eden Gültekin, eserler arasında kıyaslama yapmanın da önemli olduğunu düşünüyor.
Gültekin, “İlk gördüğünüz eseri almamanızı tavsiye ederim. Bir dükkan mobilya ağırlıklı bir yerse orada bulduğunuz gümüşten kar yapma ihtimaliniz daha yüksek. Çünkü onların ana önceliği mobilya olur.” ifadelerini kullandı.
Antikacılığa İstanbul’dan başlamayı da tavsiye eden Gültekin, İngiltere pazarında yüksek fiyatlar nedeniyle kar oranlarının düşük olduğunu sözlerine ekledi.